REKLAM

26 Aralık 2014 Cuma

Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse

Ey insanlar! Şüphesiz Allah'ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Sakın çok aldatıcı (şeytan), Allah hakkında sizi aldatmasın  يَا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللّٰهِ الْغَرُورُ   Fatır suresi 5
Şüphesiz şeytan sizin için bir düşmandır. Öyle ise (siz de) onu düşman tanıyın. O, kendi taraftarlarını ancak alevli ateşe girecek kimselerden olmaya çağırır  اِنَّ الشَّيْطَانَ لَكُمْ عَدُوٌّ فَاتَّخِذُوهُ عَدُوًّا اِنَّمَا يَدْعُوا حِزْبَهُ لِيَكُونُوا مِنْ اَصْحَابِ السَّعٖيرِ   Fatır suresi 6. 
İnkâr edenler için çetin bir azap vardır. İman edip salih ameller işleyenler için ise bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır   اَلَّذٖينَ كَفَرُوا لَهُمْ عَذَابٌ شَدٖيدٌ وَالَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَاَجْرٌ كَبٖيرٌ   Fatır suresi  7
Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, ameli iyi olan kimse gibi mi olacaktır? Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. (Ey Muhammed!) Onlar için duyduğun üzüntüler yüzünden kendini helâk etme! Şüphesiz ki Allah, onların yaptıklarını hakkıyla bilendir   اَفَمَنْ زُيِّنَ لَهُ سُوءُ عَمَلِهٖ فَرَاٰهُ حَسَنًا فَاِنَّ اللّٰهَ يُضِلُّ مَنْ يَشَاءُ وَيَهْدٖى مَنْ يَشَاءُ فَلَا تَذْهَبْ نَفْسُكَ عَلَيْهِمْ حَسَرَاتٍ اِنَّ اللّٰهَ عَلٖيمٌ بِمَا يَصْنَعُونَ  Fatır suresi 8. 

Allah, iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin velileri ise tâğûttur. (O da) onları aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip) çıkarır. Onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalırlar.  اَللّٰهُ وَلِىُّ الَّذٖينَ اٰمَنُوا يُخْرِجُهُمْ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِ وَالَّذٖينَ كَفَرُوا اَوْلِيَاؤُهُمُ الطَّاغُوتُ يُخْرِجُونَهُمْ مِنَ النُّورِ اِلَى الظُّلُمَاتِ اُولٰئِكَ اَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فٖيهَا خَالِدُونَ   2-Bakara suresi 257





17 Aralık 2014 Çarşamba

BOMBA DÜŞTÜMÜ ATTILARMI OKUYALIM

TÜBİTAK’a bomba düştü
TÜBİTAK’ın kriptolu telefon sistemini kuran Merdan Metin, yasa dışı dinlemelerle ilgili ilk kez konuştu: Kripto hırsızlığının Türkiye'ye faturası çok ağır oldu. Yabancı bir ülke, Türkiye’nin önde gelen kurumuna nükleer bomba atsa, ancak bu hasarı verebilirdi.


Devletin zirvesi tarafından çok gizli görüşmeler için kullanılan kriptolu telefonlar dinlenmeden önce İstanbul Askeri Casusluk Davası’yla TÜBİTAK görevlileri hapse atıldı. Bilim adamlarından boşalan yerlere paralel yapı kendi adamlarını yerleştirdi ve hayati öneme sahip telefonlar dinlendi. Sonrasında, İstanbul Askeri Casusluk Davası’nın, Kriptolu telefonları dinlemek için de kurgulandığı ortaya çıktı. Kriptolu telefonları dinlemek isteyen paralel yapının kumpas kurduğu eski TÜBİTAK’ın Milcep Kriptolu Telefon Sistemi Proje Yöneticisi Merdan Metin, suskunluğunu bozdu. 
SIZDIKLARI KURUMU ELE GEÇİRDİLER
Kriptolu telefon sistemini kuran isim olan Metin, “Saygın, sözü dinlenir, etki alanı ve kaynak imkanı geniş bir devlet kurumu olan TÜBİTAK, ülkedeki iktidar odakları tarafından ele geçirilmesi gereken hedeflerden biri olarak görülür. Eğer Türkiye’de birileri devletin seçim yoluyla gelmiş iktidarına paralel bir iktidar odağı haline gelmeyi hedefliyorsa mutlaka TÜBİTAK’ı ele geçirmek için de bir strateji geliştirmesi gerekiyordu. Bunun için kurumun içine sızarak her kademeyi ele geçirmek gerekirdi” dedi. 
YA İSTİFA EDECEKSİN, YA DA...
Bu süreçte kendisinin tutuklandığını anlatan Merdan, şunları kaydetti: "Paralel yapı diğer yüzlerce TÜBİTAK görevlisine de önemli bir mesaj verdi. Ya kurumu terk edecekler ya da onların da başına benzeri iftiralar gelecekti. Paralel yapının etkisiyle atanan ilk yönetici TÜBİTAK-BİLGEM’e geldiğinde o zamanki müdürüne, ‘Tayinini çıkarttıklarımız istenmiyor demektir. İstifa edip gitsinler yoksa polis eşliğinde gitmek zorunda kalırlar’ demişti. Bu dönemde TÜBİTAK’tan yüzlerce kişi tasfiye edildi." 
GİZLİ BİLGİLER ÇALINDI
"Kriptolu telefonların dinlenmesi, ortaya saçılan gizli ve daha yukarı gizlilik dereceli bilgilerin sadece küçük bir bölümünü oluşturuyor" diyen Metin şöyle devam etti: "Ancak bir de olayların görünmeyen yüzü var. Dava sonrası oluşturulan kadrolaşma sayesinde TÜBİTAK’tan çalınan başka bilgiler ve kriptolu sistemler, telefonlar dinlenerek elde edilen ve ülke güvenliğini ilgilendiren farklı bilgiler de olabilir. Ve zamanı gelince bunları da ifşa edebilir ya da daha vahimi başka ülke ya da kişilerle paylaşabilirler.”
VERDİKLERİ HASAR ÇOK BÜYÜK
20-25 yıllık bilgi birikimin ve yetişmiş eleman potansiyelinin bu dava ile darmadağın olduğunu belirten Metin, sözlerini şöyle tamamladı: “Yabancı bir ülke elektronik istihbarat, bilişim harbi ve kriptoloji gibi konularda ülkenin önde gelen bu kurumuna nükleer bomba atsa ancak bu hasarı verebilirdi. Sanırım bu tasvirim, sizlere anlatmak istediklerimi özetliyor. Belgelerin ortaya saçılması ve kriptolu telefonların dinlenmesinden sonra kurumun ürettiği tüm kripto algoritmalarının, sistemlerin, cihazların başka ülkeler tarafından bilinmediğinin garantisini artık kimse veremez. Havuza bir damla zehir düşmüştür, yıllar içinde edinilen saygınlık ve itibar yok edilmiştir.”

Sabah uyandım ‘casussun’ dediler

TÜBİTAK’ın Milcep Kriptolu Telefon Sistemi Proje Yöneticisi olan Merdan Metin, diğer onlarca isim gibi bir sabah “ürkütücü” bir casusluk çetesi üyesi olarak uyandı. Gizli bilgi ve belgeleri bu çeteye sızdırdığı iddiasıyla kritik görevinden alındı. Tutuklandı, 1 yıl hapis yattı. Sonrasında yurt dışına çıktı. Kabus dolu günler yaşayan Metin, “25.Ekim 2010 tarihine kadar sabah işe akşam eve, normal bir hayatı olan sıradan bir vatandaşken, o günün sabahına vatanına ihanet eden fuhuş ve casusluk şebekesinin bir elamanı olarak uyandım. 14 ay en ağır suçların infazı için kurulmuş olan F tipi cezaevinde yatırıldım. Ailem, çocuklarım, hayatım perişan oldu. Bu derece haksız hırpalanma ve linç girişimine rağmen ülkeme küsmüş değilim. ” dedi.

13 Aralık 2014 Cumartesi

BU HİKAYE ELBET OKUNUR بو حىكآيا الباط وكونور

BU HİKAYE ELBET OKUNUR
بو حىكآيا الباط وكونور
فرانسا دا پچلى بير سوپر ماركتته سوپر ماركتته ودمك ايچين سيرادا بكلر...
Fransa da Peçe'li bir bacımız süper markette alışverişini bitirdikten sonra ücretini ödemek için sırada bekler...
بيركاچ داكيكا سونرا سيرانين كنديسين كلمسييله كاسييره دوغرو ايلرلر...
Birkaç dakika sonra sıranın kendisine gelmesiyle kasiyere doğru ilerler...
Kasadaki bayan tesettürsüz bir Müslümandır...
Bu bayan çarşaflı peçeli bayanın eşyalarını birer birer kasadan geçirmeye başlar, bir müddet sonra müşterisine kendini beğenmiş bir uslübla,,
"Bizim bu ülkede birçok problemimiz var ve senin peçen de bunlardan biri... Biz gurbetçiler ticaret için buradayız, dinimizi veya tarihimizi göstermek için değil... Eğer dinini yaşamak ve çarşafını giymek ve peçeni takmak istiyorsan, Arab ülkene geri dön, orada ne yapmak istiyorsan onu yap..."
Peçe'li kardeşimiz elindeki poşetleri yere koyarak yüzündeki örtüyü kaldırdı...
Kasiyer bayan tamamen şok halindeydi, Sarışın ve mavi gözlüydü ve şunları söyledi:
"Ben bir Fransız'ım, Arap değilim, hele bir göçmen hiç değilim..."
Bu benim ülkem ve İSLAM BENİM DİNİM
Siz Müslüman doğumlular, dinlerinizi bize sattınız ve bizde onları sizlerden satın aldık...

Hakkımda

Fotoğrafım
https://www.facebook.com/VAHDED.HOCA SİTEMİZİ ZİYARET EDİP ÜYE OLURSANIZ ÇALIŞMALARIMIZA DESTEK VERMİŞ OLURSUNUZ ALLAH cc CÜMLE MÜMİNLERDEN RAZI OLSUN.