REKLAM

30 Haziran 2014 Pazartesi

Dünya Sağlık Örgütü`nün raporlarına göre ZEMZEM

Zemzemin Hayrete Düşüren Sırrı 

Dünya Sağlık Örgütü`nün raporlarına göre dünyanın en sağlıklı sularından olan zemzem suyunun esrarı, günümüz teknolojisindeki tüm araştırmalara rağmen çözülemiyor.Kaynağı bulunamayan suyun denizden 80 kilometre uzakta olmasına ve çevresinde başka hiçbir kuyu olmamasına rağmen yıllardır kurumaması, araştırmacıları şaşkına çeviriyor. Sadece 1.5 metre derinliğindeki kuyudan hac mevsiminde milyonlarca hacı tüm su ihtiyacını karşılarken, su seviyesinde de hiçbir azalma olmuyor.İçenin açlığını ve susuzluğunu gideren suyun esrarı bilim adamları tarafından inceleniyor. Avrupa`da laboratuarlarda yapılan araştırmalarda, zemzem suyunun çok az kükürt içerdiği tespit edildi. WHO tarafından da zemzem, dünyanın en içilebilir ve sağlıklı sularından biri olarak açıkladı.Fakat diğer sulara göre çok daha besleyici ve mineral barındıran suyun kaynağı ise halen araştırma konusu. 

Yeryüzündeki en hayırlı sudur.Yeryüzünde en mukaddes topraktan kaynayan sudur.Peygamber Efendimiz´in s.a.v. kalbi şerifinin defalarca yıkandığı sudur.Her derde devadır. Hususiyle humma (sıtma)`ya şifadır.Baş ağrısını giderir. Gözün görmesini ziyadeleştirir. Misafirlere ikram edilecek en güzel hediyedir.İçilmesi sünnettir.Zemzem suyunun ezan okunduğunda berraklaştığını ifade eden Japon bilim adamı Dr. Masaru Emoto, "Zemzem, çevresinde cereyan eden bütün değişimleri hafızasına alıyor.Yapısı çok farklı. Bu, onu dünyadaki diğer elementlerin efendisi yapıyor" dedi.Edinilen bilgiye göre Ren Nehri`nin suyundan içen kişinin enerjisinin azaldığını belirleyen Alman bilim adamı Dr. Knut Pfeiffer, bir miktar zemzem bulup içti. 35 dakika sonra da rahatladığını hisseden Dr. Pfeiffer, şaşırtıcı bir gerçekle karşılaştı.Zemzemin mayalama özelliği bulunduğunu, bir bardağının bir kova şebeke suyunu temizlediğini, bu özelliğiyle bile enerji ve şifa kaynağı olduğunu tespit eden Dr. Pfeiffer, "Su her şart altında değişmiyor ama değiştiriyor. 

 Çok acayip bir deney yaptım. Bir damla zemzem suyuna yüz damla normal su karıştırdım. Sonuçta gördüm ki suyun hepsi zemzeme dönüşmüş. Sonra bir damla zemzeme bin damla normal su karıştırdım. Hepsi zemzeme dönüşmüş. Zemzem`de büyük bir enerji var. Dünya Sağlık Örgütü'nün raporlarına göre dünyanın en sağlıklı sularından olan zemzem suyunun esrarı, günümüz teknolojisindeki tüm araştırmalara rağmen çözülemiyor.Başkasını değiştirir ama kendi değişmez" dedi.Japon bilim adamı Dr. Masaru Emoto ise, zemzem kristallerini mikroskop ortamında inceledi. Suyun kristal düzeninin değişen frekanslara göre farklılaştığını gören Dr. Masaru Emoto zemzem kristallerinin çan sesinde karardığını, Kur`an-ı Kerim ve ezan sesinde ise parlaklaştığını fark ettiİncelemede her bir kristalin Kâbe-i Muazzama`ya benzeyen bir doku oluşturduğu, zemzemin kristallerinin çan sesinde karardığı, Kur`an-ı Kerim ve ezan sesinde ise parlaklaştığı ve netleştiği anlaşıldı.

26 Haziran 2014 Perşembe

FUHŞİYAT (AYETLERDE)

 FUHŞİYAT

 اِنَّ اللّٰهَ يَاْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْاِحْسَانِ وَاٖيتَاٸِ ذِى الْقُرْبٰى وَيَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْیِ 
يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
- Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.   Nahl suresi 90
قُلْ تَعَالَوْا اَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ اَلَّا تُشْرِكُوا بِهٖ شَيْپًا وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا وَلَا تَقْتُلُوا اَوْلَادَكُمْ مِنْ اِمْلَاقٍ نَحْنُ نَرْزُقُكُمْ وَاِيَّاهُمْ وَلَا تَقْرَبُوا الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَلَا تَقْتُلُوا النَّفْسَ الَّتٖى حَرَّمَ اللّٰهُ اِلَّا بِالْحَقِّ ذٰلِكُمْ وَصّٰیكُمْ بِهٖ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ
(Ey Muhammed!) De ki: "Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. (Zina ve benzeri) çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın.  Meşrû bir hak karşılığı olmadıkça, Allah'ın haram (dokunulmaz) kıldığı canı öldürmeyin.  İşte size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız   Enam suresi 151
قُلْ اِنَّمَا حَرَّمَ رَبِّىَ الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَالْاِثْمَ وَالْبَغْیَ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَاَنْ تُشْرِكُوا بِاللّٰهِ مَا لَمْ يُنَزِّلْ بِهٖ سُلْطَانًا وَاَنْ تَقُولُوا عَلَى اللّٰهِ مَا لَا تَعْلَمُونَ
De ki: "Rabbim ancak, açık ve gizli çirkin işleri, günahı, haksız saldırıyı, hakkında hiçbir delil indirmediği herhangi bir şeyi Allah'a ortak koşmanızı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır    Araf suresi 33
اَلَّذٖينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَائِرَ الْاِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ اِلَّا اللَّمَمَ اِنَّ رَبَّكَ وَاسِعُ الْمَغْفِرَةِ هُوَ اَعْلَمُ بِكُمْ اِذْ اَنْشَاَكُمْ مِنَ الْاَرْضِ وَاِذْ اَنْتُمْ اَجِنَّةٌ فٖى بُطُونِ اُمَّهَاتِكُمْ فَلَا تُزَكُّوا اَنْفُسَكُمْ هُوَ اَعْلَمُ بِمَنِ اتَّقٰى
Onlar, ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve çirkin işlerden uzak duran kimselerdir. Şüphesiz Rabbin, bağışlaması çok geniş olandır. Sizi, topraktan yarattığında da ve analarınızın karnında ceninler iken de, en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, Allah'a karşı gelmekten sakınanları en iyi bilendir.     Necm suresi 32

22 Haziran 2014 Pazar

RAMAZAN-I ŞERİF VE ORUÇ

İNŞALLAH RAMAZAN AYINA HAZIRLIKLI OLALIM.

 Bu yıl Ramazan-ı Şerife' 27 Haziran Cuma yı 28 Haziran cumartesine bağlayan gece teravih kılıp sahura kalkıp devam edeceğiz.  sabah ezanıyla beraber ORUCA kavuşacağız İnşallah.

Ramazan-ı Şerif Ayının Fazileti
 Sevgili Peygamberimizin müjdesine nail olabileceğimiz  bu aya kavuşunca. Efendimizin müjdesini her gün tekrar tekrar yaşamalıyız

مَنْ صَامَ رَمَضَانَ إِيمَاناً واحْتِساباً ، غُفِرَ لَهُ ما تَقَدَّمَ مِنْ ذنْبِهِ

" Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır. "  H.Ş.
 Bu müjdeye nail olmanın en önemli yolu içerisinde bulunmuş olduğumuz ayın faziletini kavramak olacaktır.

- Tutacağımız oruçlarla önce Allah'ımıza cc yakınlaşıp kendimizi Cehennemden azad ettirebileceğimiz bir aydır.

- Diğer yandan da bedenimizin sıhhate kavuşacağı, vereceğimiz zekatlar ve sadakalarla malımızın temizliğe ulaşacağı, şeytanların kullara yaklaşamaması ve nefsimizin açlıkla terbiye olmasıyla huzura erdiğimiz, maddi ve manevi hayatımızda birçok güzelliklerin yaşandığı bir aydır. 

 Ramazan ayı; İbadet hayatımızda oruçlarımızla, beş vakit namaz ve teravih namazlarımızla, okuyacağımız Kur’an ile manevi yönde birçok güzellikler elde edeceğimiz bir ay.

 Ramazan ayının çok kıymetli olması Yaratanımızın kendisine kıymet vermesi iledir. Bu ayda İnsanlığa son ilahi kitap Kuran'ımız indirilmeye başlanmıştır. Karanlıklar içerisinde kalan ve cehalet dönemini yaşayan insanoğlu Kuran’ın inmesiyle altın çağını yaşamaya başlamıştır. 

 Yaratanımızın Ramazan ayına verdiği kıymetin göstergesi olarak şu ayet-i kerimeyi yeniden hatırlayalım. Kuran-ı Kerim’de Ramazan ayı için şöyle buyrulmaktadır.

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذٖى اُنْزِلَ فٖيهِ الْقُرْاٰنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدٰى وَالْفُرْقَانِ فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَنْ كَانَ مَرٖيضًا اَوْ عَلٰى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ اَيَّامٍ اُخَرَ يُرٖيدُ اللّٰهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلَا يُرٖيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُوا الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا اللّٰهَ عَلٰى مَا هَدٰيكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah'ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.  Bakara suresi 185

YÜCE KİTABIMIZ BU AYDA İNDİRİLMİŞTİR.
 Ramazan Kur’an ayıdır. Bu ayda Peygamber Efendimizle sav Cebrail bir araya gelirler Kur’an-ı Kerimi okurlardı. Bugün hem evlerimizde hem de camilerimizde okuduğumuz mukabelelerin ana kaynağı budur. 
 Peygamberimiz sav ve Cebrail Aleyhisselam’ın sünnetini bugün Ramazan münasebetiyle tekrar etmekte ve bu önemli buluşmayı bizlerde gerçekleştirmekteyiz.  Çünkü Kuran bir aya on bir aydan daha fazla değer katmıştır. bu ayı on bir ayın sultanı yapmıştır. Yine Kuran bir günü bin aydan daha hayırlı kılmıştır. Kendisinde inmeye başlayan Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Kuran-ı Kerimde Kadir Süresinde şöyle buyrulmaktadır.

إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ {} وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ {} لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ {} تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ  وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ {} سَلَامٌ هِيَ حَتَّى مَطْلَعِ الْفَجْرِ {}

“Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” Kadir süresi

Kadir gecesi Kuran-ı Kerim’in sadece dünyaya indirildiği gece değildir. Aynı zamanda Peygamber Efendimizin Peygamber olarak son insanlığa gönderildiği ilk gecedir. Ramazan ayı bu sebeple Peygamber ayıdır. Yürüyen Kuran olan Peygamberimizin hayatı bize en doğru yolu göstermektedir. Yazılı olan bir metnin hayata nasıl aktarılacağının cevabı Peygamberimizdedir sav. Kur’ana uygun bir hayat arzu edenler için Rehberdid  Peygamber Efendimizin sav hayatını kendi hayatına aktarmak isteyenler Kuran’a bakmalıdırlar. Etle tırnak nasıl ki birbirinden ayrılmaz ise Kuran ve Sünnet öylece birbirinden ayrılmaz.

İçinde inmiş olan ayı on bir ayın sultanı yapan, içinde inmiş olduğu günü bin aydan hayırlı yapan Kur’an-ı Kerim içinde, yaşamında ve hayatında olduğu insanı ise insanlar içinde kıymetli yapar, hayırlı yapar. Bir aya, bir güne nur katan, aydınlık veren Kuran insana nur katar aydınlığıyla ışıldatır. Hayıtımıza anlam katar, gönlümüze neşe verir. Dünya ve ahiret mutluluğu kendisinde açıktır. Hayatımıza iman katan Kuran’dır. (Kur'an), bütün insanlığa bir açıklamadır;

هَـذَا بَيَانٌ لِّلنَّاسِ وَهُدًى وَمَوْعِظَةٌ لِّلْمُتَّقِينَ takvâ sahipleri için de bir hidayet ve bir öğüttür.   Al-i İmran,138
  هَـذَا بَصَآئِرُ مِن رَّبِّكُمْ (Kur'an), Rabbinizden gelen basîretlerdir (kalp gözlerini açan beyanlardır) Araf, 203

يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءتْكُم مَّوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَشِفَاء لِّمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ
Kuran;  Bize Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir. Yunus, 57

Kuran okumak ibadettir. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in müjdesiyle okuyan için her bir harfine on kat sevap verilecektir. Bu husus şöyle bildirilmektedir

منْ قرأَ حرْفاً مِنْ كتاب اللَّهِ فلَهُ حسنَةٌ ، والحسنَةُ بِعشرِ أَمثَالِهَا لا أَقول : الم حَرفٌ ، وَلكِن : أَلِفٌ حرْفٌ، ولامٌ حرْفٌ ، ومِيَمٌ حرْفٌ

“Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” H Ş. Kuran okumak şefaattir. Alemlere Rahmet olarak gelen Hz. Fahri Kainat şöyle buyurmaktadır.

اقْرَؤُا القُرْآنَ فإِنَّهُ يَأْتي يَوْم القيامةِ شَفِيعاً لأصْحابِهِ

“Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir” H.Ş.

Ramazan ayı oruç ayıdır. Oruç madden ve manen kişiyi olgunluğu eriştiren kemale ulaştıran bir ibadettir. Oruç ibadeti için Rabbimiz bizlere şu ayeti indirmiştir.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” Bakara,183

Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. “İslâm beş şey üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka Tanrı olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna tanıklık etmek; namaz kılmak, zekât vermek, ramazan orucunu tutmak ve gücü yetenler için Beytullah'ı ziyaret (hac) etmektir.” H.Ş.

Ramazan ayı bizler için bir mağfiret bir rahmet ayıdır. Ramazan ayı geldiği zaman içimiz muhabbetle dolmakta, yüzlerimiz gülmekte, yardımlaşma duygularımız kabarmakta ve aramızda olan kırgınlıklar, küsler bitmektedir. Ayrıca bu ayda sabrımız üst seviyelere çıkmakta ve bu ayda oruçlu olduğumuz aklımızda olması sebebiyle kötü söz ve davranışlara gitmemekteyiz. Çünkü Oruç, sadece iştah ve şehveti dizginlemek değildir, ayrıca ağzını ve dilini kötü ve çirkin söz söylemekten korumaktır. Sevgili Peygamberimizde bu hususa şöyle işaret etmektedir. "Oruç tutan öyle insanlar vardır ki, kârları sadece açlık ve susuzluk çekmektir" H.Ş.

Ramazan ayı için araştırma yapan her bir kardeşimiz ayrı güzelliklere ulaşabilir. Bizim ulaştığımız ve sizlerle paylaşabileceğimiz hususlar şunlardır.

-Ramazan ayı Faziletine inanılarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek oruç tutulduğu zaman geçmiş günahların bağışlandığı aydır.

-Ramazan ayı “Cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapandığı ve şeytanların bağlandığı” bir aydır. H.Ş.

-Ramazan ayı cömertliğimizin en üst seviyeye çıktığı bir aydır. Bu ayda zekatların verilmesiyle, fıtır sadakalarının aktarılmasıyla fakirler ihtiyaçlarını giderebilmekte, zenginler ise Rablerinin kendilerine vermiş olduğu malvarlığını en doğru şekilde kullanmış olmaktadırlar.

-Ramazan ayı verilen iftarlarla, dağıtılan kumanyalarla, zengin ve fakirin kaynaştığı, bu vesile ile birlik ve beraberliğimizin en güzel noktaya ulaştığı bir aydır.

-Ramazan ayı okumuş olduğumuz Kuran’la, tuttuğumuz oruçla, içerisinde kılmış olduğumuz teravihlerle ibadet hayatımızı güzelleştirdiğimiz bir aydır.

-Ramazan hayatımızın iyi yönde değiştiği ve geliştiği bir aydır.

-Ramazan ayında tutulan oruçlar ile “Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez.”
 Hadis-i Şerifin müjdesine nail olmak vardır. Yine bu ayda “Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir.”  Sırrına mahzar olma lütfü vardır. H.Ş.

-Ramazan ayı şehvetimizin kırılmasına bir sebeptir. Çünkü bu ayda şeytanlar bağlanmakta, nefsimiz ise açlıkla terbiye olmaktadır. Nefis ise aç kaldığı müddetçe fuhşiyatı arzulamamaktadır. Bu ayda elde ettiğimiz bu güzel haslet elbette huzurumuzu sağlamada çok büyük bir destek olmaktadır.

-Dünya ahiretin tarlasıdır. Bu tarlanın en güzel mahsulü ise Ramazan ayında alınmaktadır. Ramazan ayında yapılan bütün iyiliklere verilen sevaplar diğer zamanlarınkine göre iki kattır. Bu ayda ahirete göndereceğimiz çok mahsulümüz bulunmaktadır.

-Ramazan ayı maddi ve manevi bakım ayımızdır. Bu ayla elde ettiğimiz değerleri koruyabilirsek bu değerleri bir yıllık yaşantımıza nihayetinde hayatımızın tamamına aktarabiliriz.

-Ramazan Sabır ayıdır. Sabrın öğretildiği benliğimize aktarıldığı bir aydır. Bu ayda nefsimizin istemiş olduğu şeylere dizgin çekmemiz sabrı bize öğretmektedir.

-Ramazan ayı ilah-i rızayı kazanma ayıdır. Allah’ın cc bizler için helal kılmış olduğu yeme, içmeyi sadece O’nun rızasını kazanmak için terk etmek inşallah Rabbimizin rahmet ve mağfiretine ermemize vesile olacaktır. Kutsi bir hadiste Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. 

قال اللَّه عَزَّ وجلَّ : كُلُّ عملِ ابْنِ آدم لهُ إِلاَّ الصِّيام ، فَإِنَّهُ لي وأَنَا أَجْزِي بِهِ

Aziz ve celîl olan Allah "İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir.Oruç benim içindir,mükâfaatınıda ben vereceğim" buyurmuştur. H.Ş.

-Ramazan ayı anlayış ayıdır. Bu ayda fakirlerin ne durumda olduklarını çok iyi anlamaktayız. Açlığın insana verdiği sıkıntıyı özellikle bu günlerde daha iyi anlamaktayız. Bu anlayışla etrafımızda yoksulluğa düşmüş ve bu sıkıntı ile biçare olmuş kardeşlerimize yardım etmeliyiz.

Gece ve gündüzleriniz mübarek olsun. Rabbim tuttuğumuz oruçları, kıldığımız namazları, okuduğumuz Kuran’ı, yapacağımız hayır ve hasenatı kabul eylesin. Allah’a cc emanet olunuz.

18 Haziran 2014 Çarşamba

AHİRET İNANMIŞLARA HESAP YERİDİR. HIRSIZLAR ANLAMAZ

AHİRET İNANMIŞLARA HESAP YERİDİR. 
HIRSIZLAR MÜNAFIKLAR ANLAMAZ.
ALIŞMIŞ YA ÇALMAYA HAK YEMEYE
KUDURUR FUHŞİYATTAN GERİ OLAMAZ.


Allahü Teâlâ Kur’an’da bildirmiş, Resulü Muhbir-i Sâdık Muhammed Mustafa (Salat ve selam olsun ona) haber vermiş, on dört asırdır gelip geçen âlimler, sâlihler, bilgeler uyarmış; bu dünya hayatından sonra âhiret denilen bir âlem vardır. Ölümle varlık bitmez, ölen kişi bir âlemden ötekine geçer. Berzah âleminde saadet veya azap vardır. Kıyamet koptuktan sonra insanlar tekrar diriltilecektir. Ulu ve âdil bir Mahkeme-i Kübra’da hesap vereceklerdir. Cennet ve Cehennem vardır. Mü’minler için ebedî mutluluk ve müşrikler kâfirler için ebedî azap vardır.

Her Müslümanda âhiret, hesap kitap, Cennet Cehennem, azab saadet inancı, kavramı bulunmalıdır.

Müslüman bu inancı bir an bile hatırından çıkartmamalıdır.

Dünyada sapıklıklardın, kötülüklerin, zulümlerin azalması için âhiret inancının canlı olması gerekir.

Âhirete kuru kuruya inandım diyor ama İslam’ın, Kur’an’ın, Şeriatın yasakladığı her kötülüğü yapıyor, her haltı yiyor. Onun âhiret inancı kalpte değil, laftadır. Yürekten inansaydı bu kadar kötülük yapamaz, isyan edemezdi.

Âhirete inanan ve iyi din eğitimi görmüş bir Müslüman burnunu sildiği kağıt mendili yola atmaz.

Doyduktan sonra yemeye devam etmez.

Başkasının karısına, kızına, eşine şehvetle bakmaz.

Zina etmez… Riba yemez… Haram gelir elde etmez…

Gurura, kibre kapılmaz; benliğinin esiri olmaz, yularını şeytanın eline vermez.

Âhirete inanan kimse insanların kurdu olmaz, meleği olur.

Şu rüşvet alan sözde Müslümanlara bakınız, onlar âhirete yürekten inansalardı hiç rüşvet alırlar mıydı?

Hem âhirete, hesaba kitaba, Cennete ve Cehenneme iman etmiş, hem de haram rantlarla efsanevî servetler edinmiş… Bu iki şey bir arada olur mu?

Akıllı birine şöyle bir teklif yapsalar:


On adet külçe altın var, her biri onar kilodan yekûnu yüz kilo.

Bunları sana vereceğiz ama bir kusurları var. Hepsinde ağır ve çok tehlikeli miktarda radyasyon bulunuyor…

Akıllı adam hiç bunları alır mı? Radyasyon lafını duyar duymaz kaçar oradan.

İşte haram gelirler, haram servetler böyledir.

Riba kazançları böyledir.

Rüşvetle oluşan zenginlikler böyledir.

Zulüm ve sömürü ile elde edilen kazançlar hep böyledir.

Âhirete iman eden Müslüman bunlara yaklaşmaz, bunlardan kaçar.

İslam’da kul hakkı kavramı, konusu vardır. Kul hakkı çok ağır bir yüktür ve âhirete iman eden Müslüman bu hakların altında kalmamak için çok dikkat eder.

İslam’da kesin helaller ve kesin haramlar vardır. Bir de şüpheliler vardır. Mü’min bu şüphelilerden uzak durur.

Dinimiz bize “Helalin hesabı, haramın azabı vardır” diyor.

Mahkeme-i Kübrada, boynuzsuz koyunun hakkı, boynuzlu koyundan alınacaktır.

Soma maden faciasında 300 küsur madenci vatandaşımızı ihmal yüzünden kaybettik. Gerekli güvenlik tedbirleri alınsaydı, kanun ve nizamlara uyulsaydı, teftişler doğru dürüst yapılsaydı, 300 değil, beş kişi ölecekti. İşte bu ihmaller yarın âhirette Mahkeme-i Kübrada sorulacaktır.

Gözleri haram para ve kazanç hırsıyla dönmüş kuduz rantçıları dünya adaleti cezalandırıyor mu? Onları engelliyor mu?...

Yarın Ulu Mahkemede hepsi muhakeme edilip cezalandırılacaktır.

İslam bize haber veriyor: Allahü Teala dilerse kendi hukukunu afveder ama kul hakkını afvetmez, üzerinde kul hakkı olanların gidip helallik alması gerekir…

Birinin senin üzerinde hakkı kalmış, o ölmüş, varislerini de bilmiyorsun, ne yapacaksın? Kaç lira ise âdilâne hesaplayıp o zat adına, hakkeden gerçek fakirlere yardım edeceksin.

Arabanı park ederken yandaki otomobile çarptın, ne yapacaksın?.. Hemen onun camına kartını koyacak, özür dilerim bir hata yaptım, görüşelim, zararınızı ödeyeyim, beni afvediniz diye yazacaksın.

Hakikî mü’min hüsn-i hâtime korkusuyla tirtir titreyen kimsedir.

Nice mü’min var ki, hayatı boyunca bir kere bile hüsn-i hâtime korkusuyla huzursuz olmuyor.

Diyanet İşleri Başkanlığının, camilere kadınlarla doldurmak gibi aykırı faaliyetleri, bid’atleri bırakıp on milyonlarca halka Ehl-i Sünnet ve Cemaat ilmihalini, bu arada âhiret inancının teferruatını, yüreklerde devamlı kalacak şekilde öğretmesi gerekir. Âhirete olan inancını diri tutmaz; Mahkeme-i Kübra, hesap kitap, Cennet Cehennem, saadet ve azab, kul hakkı, haram helal kavramlarının şuuruna sahip olmazsak, ne ferden, ne de Müslüman halk olarak ıslah olabiliriz.

Bendeniz bir Müslümanım. Seher vaktinde ezan okunmaya başladı. Allaha itaatkâr isem, O’ndan korkuyorsam, Peygamberin sadık ve vefalı bir bağlısı isem, iyi bir Müslüman olmak istiyorsam ne yapacağım, kalkıp abdest alıp namaz kılacağım. Hem, öyle evde münferiden değil. Şeriatın listesini verdiği yirmi küsur geçerli mazeretim yoksa camiye gideceğim ve cemaate katılacağım… Her imamın ardında namaz kılınmazmış… Eyvallah, ardında namaz kılınabilecek salih ve düzgün bir imam bulacağım, onun camiine gideceğim.

Çünkü mü’min bir kimseden âhirette sorulacak ilk hesap namaz hesabıdır. Kıldın mı? Doğru dürüst kıldın mı?.. Hür ve mukim bir erkeksen, farzları cemaatle kıldın mı?

Şaşıyorum, İslamcılar bu gibi konular üzerinde niçin durmuyor?

IŞİD Bağdadı alacak mı?.. Herkes bunu konuşuyor. Peki âhirette hesabı sorulacak önemli ve hayatî konuları niçin dile getirmiyoruz?

15 Haziran 2014 Pazar

TAKIM IN ZARARLARI

Uİşte takım elbisenin 15 somut zararı. 

1. Takım elbise için içeriden gömlek giymemiz gerekir. Gömleğin kolları ve yakası sıkı sıkıya düğmelendiği için vücudun kan dolaşımını olumsuz etkiler.
2. Kravatın takılmasıyla birlikte şah damarı (Carotis Arter) denen atar damarlar üzerine baskı yoğunlaşır ve beyne giden kanda azalma olur.
3.Takım elbise pantolonu kemersiz giyilemez. Pantolon düşmesin diye sıkılan kemer, kasık bölgesinden geçen (Femoral Arter) atar damarlara ikinci baskıyı uygular ve vücudun kan dolaşım dengesini iyice bozar.
4. Takım elbise için üretilmiş, yürüdükçe işkence yapan salon ayakkabıları ayağı sıkı sıkıya kavradığı ve damarları sıkıştırdığı için vücudun en önemli organı olan ayakların dengesini bozar.
5.Gömlek düğmeleriyle bileklerden, kemer ile belden, kravatla ile boyundan ve ayakkabı ile ayaktan boğarcasına sıkılan bedenin aerodinamik yapısı bozulur ve havalandırma sistemi devre dışı kalır.
6.Havalandırma sistemi bozulan beden kimi zaman aşırı terleme, kimi zaman su kaybı ve kan dolaşımın sağlıklı olmamasından dolayı baş dönmesi ve yorgunluk hissedilir.
7.Kravat başlı başına yaşam konforunu bozan, tüm bedenin fonksiyonunu etkileyen bir boğma aracıdır. Dünyada hiçbir milleti boynunu kalın bir iple boğmaya kalkmamıştır. Sadece Batı medeniyeti akıl edebilmiştir bunu.
8.Kışın neyse de, yazın lacivert ceket, gömlek ve kravat giyilmesi tam anlamıyla işkenceye dönüşür. Aşırı ter ve rahatsız edici boğulma duygusu yüzünden yaşam sevinci düşer, enerji kaybolur insan hayatından bezer.
9.Takım elbise ile rahat oturamazsınız. Kırışacak diye sürekli dik durmak, bir yere yaslanmamak ve sandalye benzeri şeylerde oturmak zorundasınız. Yere bağdaş kurup oturdunuz mu kravat daha çok boğar, pantolonun ütüsü giyilmeyecek şekilde perişan olur.
10.Takım elbiseyle namaz kılarsanız pantolonda diz izi olur. O yüzden ya pantolonu çıkartacaksınız, ya namazı kazaya bırakacaksınız ya da diz tutmuş pantolonla dolaşacaksınız (ki şakirtlerin çoğu sonuncusunu tercih eder).
11.Takım elbisenin taşınması zordur, sürekli elbiselikle yolculuk yapmak zorundasınız. Bavula konuldu mu takım elbise giyilemeyecek kadar kırışır o derece hassastır.
12.Takım elbisenin her zaman ütü ihtiyacı vardır. Bu yüzden gömlek ve pantolon ütülemekten dolayı hanımlar illallah etmişlerdir ve erkekler her zaman minnet borcu ödemek zorunda kalmıştır.
13.Takım elbise alımı, bakımı, koruması ve temizlenmesi her zaman pahalıdır. Kuru temizlemeye ödenen paralarla bir yılda bir takım elbise parası birikir.
14.Takım elbisede karizmayı çizdirme riski çok yüksektir. Farkında olmadan kravat kayabilir çok kötü görüntü verirsiniz. Koltuk altınızdan ter izi çıkabilir rezil olursunuz. Kol boyu uzun kalır mesleki kariyeriniz yerle bir olur
15. Takım elbise giydiniz mi statü olarak yüksek biri sanırlar. Az bahşiş verdiniz diye arkanızdan küfür edilir, ucuz yerde yemek yerseniz dedikodunuz yapılır.

8 Haziran 2014 Pazar

RAMAZAN'A HAZIRLIKLAR TAMAMLANDI

Mescid-i Nebevi'de Ramazan Hazırlıkları Tamamlandı

Mescid-i Nebevi İşleri Genel Başkan Yardımcısı Şeyh Abdülaziz Al-Falih, Ramazan ayı başlamadan kısa bir süre önce uygulayacağı plan hakkında Suudi Arabistan Haber Ajansı (SPA)'ya açıklama yaptı. Al-Falih, plan için 5 binden fazla bay-bayan görevli ve temizlik işçisi çalışacağını, mescidin çatısı ve avlularına 10 binden fazla halı serileceğini ifade etti. Günlük 300 ton zemzem suyu tedarik edileceğini belirten Şeyh Al-Falih, Mescid-i Nebevi'nin içine suyu soğuk tutacak 13 bin termos, dış avlulara 30 soğuk su deposu, iftar sofraları için de 2500 soğuk su kabı yerleştirileceğini söyledi.

GÜNEŞTEN KORUNMAK İÇİN ŞEMSİYELER
Mescid-i Nebevi avlularını gölgelendirme projesi kapsamında 250 şemsiye ve 436 vantilatörden istifade edeceklerini ifade etti. Mescid-i Nebevi Rehberlik ve İrşat İdaresi'nin mescitte ve avlularında alimlerin ve hocaların günlük ders verebilecekleri yerler tahsis edildiğini, ziyaretçilerin ise sorularını cevaplamak için merkezlerin bulunduğunu duyurdu. Şeyh Al-Falih, Bayan Rehberlik ve İrşat İdaresi'nin ise bayanların Ravza-i Mutaharra'ya girişlerini düzenleyeceğine dikkat çekti.

DİLENCİLER GİREMİYECEK
Arapça bilmeyen ziyaretçilerin yönlendirilmesi ve nasihat için görevlilere yardımcı olmaları için yabancı dil bilen üniversite öğrencilerinin görevlendirildiğini sözlerine ekledi. Şeyh Al-Falih, mescit avlusunda dilencilere müsaade edilmeyeceği, Ramazan ayı boyunca avluda iftar sofrası kurulacağı, yaşlılara ve özel ihtiyaç sahiplerine gerekli yardımların sağlanacağını da müjdeledi.

İFTAR MENÜSÜ: HURMA, EKMEK, YOĞURT VE KAHVE
Bayanlara ve erkeklere ayrı iftar sofrası kurulacağı bu sofralarda günlük 100 binden fazla öğün dağıtılacağını ifade etti. İkindi namazının bitiminden yarım saat sonra Mescid-i Nebevi'nin içine yemek geçirilmesinde bir sakınca olmayacağını belirten Mescid-i Nebevi İşleri Genel Başkan Yardımcısı, yiyeceklerin sadece hurma, ekmek, yoğurt ve kahve olduğunu duyurdu. mescidin temizliğinin sağlanması amacıyla içine ayakkabı konan 3 bin alüminyum sandığın, Ramazan'ın son on gününde itikafa çekilenlerin eşyalarını koymaları için de 1000 sandığın temin edildiğini söyledi.

Hakkımda

Fotoğrafım
https://www.facebook.com/VAHDED.HOCA SİTEMİZİ ZİYARET EDİP ÜYE OLURSANIZ ÇALIŞMALARIMIZA DESTEK VERMİŞ OLURSUNUZ ALLAH cc CÜMLE MÜMİNLERDEN RAZI OLSUN.